AK ANAMIN HEYBESİ- HİKAYELER (Değerlendirme)

 


 
        Ak Anamın Heybesi , tamı tamına on sekiz hikayeden oluşuyor ancak her hikaye kendi içinde filizlenen yeni sürgünlerle çoğalıyor incir çekirdeği misali; duygu ve hayal dünyamıza açılan çağrışımlarla; töremize, kültürümüze adeta kök salıyor, köprü kuruyor geçmişle gelecek arasında. Bizi biz eden değerleri içinde barındırıyor bu heybe. 
         
        Elinizi attınız ve bir hikaye çektiniz "Peşin Peşin" adlı hikaye çıktı heybeden. Bu hikaye ya sizin bizzat başınızdan geçmiştir ya da bir komşunuzun başından. Bu on sekiz hikayenin yarısından fazlası sizin beklemediğiniz bir şekilde bitiyor bu benim film ve olay yazıları dediğimiz bu türlerde çok beğendiğim , içimi gıdıklayan, keyif aldığım bir durum. 
 
        Hikayelerle ilgili olarak fazla ayrıntıya girmek istemiyorum "sözün büyüsü, heybenin sırrı" çözülmesin diye. O artık sizinle anlatıcı arasındadır. Ak Anamın Heybesi, bugünlerde pek de farkında olmadığımız yok olan tükenen gençliğin; popülist ve maddi kaygılarla inşa edilen, yapma , uydurma , samimiyetsiz öykücüklerinden taban tabana ayrılıyor. 
 
        Anlatıcının dili, öz dilimizin incelikleriyle dolu, sözcükler özenle ve titizlikle seçilmiş yani sözlük kullanmadan sürükleyici bir şekilde okunuyor , bazı hikâyelerde yöresel söyleyişler dipnotlarla açıklanmış. 
 
        Eserde yazar, birbirinden farklı görüşlere saygılı, kimseyi birbirine gücendirmeyecek titizlikle oluşturmuş hikayelerini. Ayrıca eser, tüm toplumu kapsayıcı, farklı görüşlerdeki tüm okuyucuları kucaklayıcı nitelikte. Bazı hikâyelerde yörenin konuşma ağzına hakim bir şekilde çıkıyor yazarın hüneri. Hem güncel konuları işliyor yazar hem de dededen nineden toruna efsaneleri, öğütleri, türküleri. 
 
        Ak Anamın Heybesi'nde Türk mitolojisinin kadim motiflerini de bulabilirsiniz cep telefonunu poğaça torbasında unutan ergen bir delikanlının annesine sitemini de. Karacaoğlanı , Dede Korkut'u çok ağır olmadan tereyağından kıl çeker gibi bir titizlikle işlemiş yazar. Ben bu kitabı okurken yazar karşımda oturuyor da bana bu hikâyeleri teker teker anlatıyor hissiyle okudum yani okuyucuyu kendine odaklayıp dikkatinin dağılmasını engelliyor, hikâye içinde yaşatıyor. O açıdan ebeveynlerin, gençlerin, eğitimcilerin , tüm hikaye seven okuyucuların keyifle ve merakla okuyabilecekleri değerli bir eser.
 
         Yazar Ülkü Demiray'ı Türk edebiyatına kazandığı bu değerli eser için kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.
                                                                                                                                 
Mesut  YAZANEL  
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DAYIKAN “Bir Mitolojik Masalımsı”

BİR ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KARŞILARKEN